Eflatunpınar Hitit Su Anıtı
Konya tarihçesi
Konya'nın Tarihî GelişimiKonya, tarih boyunca dünyanın en önemli kadim şehirlerinden biri
olarak günümüze kadar var olagelmiştir. Yerleşik şehir hayatının Prehistorik
(tarih öncesi) çağda başladığı anlaşılmakta, şehir merkezine yakın olan bir
konumda bulunan Çatalhöyük, bugüne kadar keşfedilmiş en eski ve en gelişmiş
Neolitik devir yerleşim merkezi olarak bilinmektedir. Çumra Çatalhöyük, dünya
ölçüsünde ilk defa yemek kültürünün başladığı, tarımın yapıldığı, ateşin
kullanıldığı, yerleşik hayata geçildiği ve vahşi hayvan saldırılarına karşı
ortak savunmanın yapıldığı merkez olarak tanınmaktadır. Benzer şekilde Beyşehir
ilçesine bağlı Çukurkent Köyü höyüğünde ve Alâaddin Tepesinde de Çumra ve
Çatalhöyüktekine benzer karakterde neolitik izlere rastlanmaktadır.Şehrin merkezini oluşturan Alâaddin Tepesi Neolitik dönem (M.Ö
9000-5000) sonları ile Kalkolitik dönem (M.Ö. 5500-3000) başlarında kurulmuş
olup M.Ö. 2000 yıllarından beri düzenli olarak iskân görmüş höyüklerden
biridir. Bölgede yapılan kazılarda Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve
Osmanlı yerleşimlerine ait bulgular elde edilmiştir. Tarih devirlerinde Anadolu
ve Suriye topraklarında büyük bir imparatorluk kuran Hititler, Konya'ya da
hakim olmuşlardır.M.Ö. VIII. ve VIII. yüzyıllarda ise Frigler zamanında surlarla
çevrilmiş İç Kale’de (Alâaddin Tepesi'nde) gelişen Konya (Kavania) bir
kale-kent hâline gelmiştir. Frigler'den sonra Lidyalılar'ın egemenliğine giren
Konya, daha sonra M.Ö. 4. yüzyılda Persler ve M.Ö. 2. yüzyılda da Büyük İskender,
Selevkoslar ve Bergama krallığının istilâsına uğramıştır. M.S. 395’te
Anadolu'da Roma hakimiyeti sağlanınca Konya, İconium olarak varlığını
korumuştur. Arapların Kuniya diye adlandırdıkları kentin adı Selçuklu ve
Osmanlı dönemlerinde bir daha değişmemiş ve günümüze kadar gelen ismini
korumuştur.Roma Dönemi'nde Hıristiyanlığın ilk yıllarında şehir, önemli bir
dinî merkez olmuştur. Aziz Paul Anadolu'daki dinî seyahatleri sırasında
Konya'ya da uğramıştır. 7. yüzyıl başlarında Sasanîler, bu yüzyılın ortalarında
Muâviye komutasındaki Emevîler şehri geçici olarak işgal etmişlerdir. Konya 10.
yüzyıla kadar bir Bizans eyaleti olarak kalmıştır.Konya neolitik çağdan günümüze kadar uzanan süreçte bir yerleşim
yeri olarak çağlar boyunca önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Böylece
kent farklı toplumların farklı üretim ve yapım teknikleri ile meydana
getirdikleri birçok sanat eserine sahip olmuştur (Çırakman, 1994:5). Konya'da
Mısırlılardan önce hiyeroglif yazının kullanıldığı tarihte (M.Ö.3500) ilk ev
mimarî ve ilk kutsal yapı kalıntılarına rastlanmaktadır. Hıristiyanlık devrinde
ait Anadolu'daki en eski Hıristiyan yerleşimine ve en eski kiliselerine de bu
bölgede rastlanmaktadır.Günümüzde tükenme noktasına gelen bakırcılığa dayanan el sanatları
Selçuklular dönemine kadar uzanmaktadır ve ilk olarak Kapu Câmii civarındaki
atölyelerde başlamıştır (Bezirci, 2001: 148). Kitapları korumak ve bezemek için
kullanılan ve İslâmiyetin kabulüyle birlikte kitaba verilen önemin artmasıyla
gelişen ebru sanatı XVIII., XIX. ve XX. yy. örneklerine Konya Yusuf Ağa Yazma
Eser Kütüphanesi'nde rastlanmaktadır. Çin sınırından Bizans topraklarına kadar
uzanan Selçuklu Devleti'nin Anadolu'daki başkenti ve İpek Yolu üzerinde önemli
bir konaklama ve ticaret merkezi olan Konya, aynı zamanda İslâm Medeniyeti'ne
dair yüzlerce eserin yer aldığı, birçok İslâm ilim adamının ve mutasavvıfın
yetiştiği ve yerleştiği önemli bir merkezdir. Kent ayrıca Anadolu Selçuklu
Devleti’ni yönetmiş sultanların, vezirlerin ve Mevlâna gibi manevî fatihlerin,
önemli tarihî şahsiyetlerin türbelerinin, vakıf eserlerinin, tekke, zaviye,
mektep ve medreselerin bulunduğu bir şehirdir.Konya'nın Yerleşim Birimi Olarak Tarihsel Gelişimini Etkileyen MenediyetlerM.Ö. 8. Yüzyıl: Hitit MedeniyetiM.Ö. 7. Yüzyıl: Frig ve Kimmerler MedeniyetiM.Ö. 6. Yüzyıl: LidyalılarM.Ö. 5. Yüzyıl: Pers MedeniyetiM.Ö. 4. Yüzyıl: MakedonlarM.Ö. 1. Yüzyıl: Roma MedeniyetiM.S. 7. Yüzyıl: Sasaniler ve Müslüman Araplar1077-1307 : Selçuklu Medeniyeti1307-1465 : Karamanoğulları Beyliği1465-1923 : Osmanlı Medeniyeti1923- : Cumhuriyet1071 senesinde yapılan Malazgirt Savaşı'ndan önce Anadolu üzerine
keşif harekâtları düzenleyen Müslüman Türkler ve Anadolu'yu tanıyan Büyük
Selçuklular, bu savaş sonucu Anadolu'nun büyük bir kısmı ile birlikte Konya'yı
da bir Müslüman Türk şehri yapmışlardır. Türklerin Müslüman olduktan sonra
özellikle Anadolu'ya yönelmelerindeki temel gaye Hz. Peygamber (s.a.v)’in
Konstantiniyye (İstanbul)’nin fethine dair müjdelere mazhar olabilme hedefleri
olmuştur. Konya'nın fethedilmesiyle birlikte kentte İslâm kültürünün etkili
olduğu dönem başlamıştır. 1071 Malazgirt zaferinden sonraki süreçte
Selçuklu Sultanı Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından fethedilen Konya, Anadolu
Selçuklu Devletinin başkenti İznik'in 1097 yılında 1. Haçlı Seferi ile
kaybedilmesi üzerine başkent yapılmıştır. Konya, bu tarihten 1307 yılına kadar
aralıksız bir şekilde Anadolu Selçuklu Devletinin başkenti olmuştur. Konya, Anadolu
Seçlukluları'na başkentlik yaptığı 1096 - 1277 yılları arasında ilim, kültür ve
sanatta dönemin ünlü alimleri, filozofları, şairleri, mutasavvıfları, hoca ve
diğer sanatkarları da burada toplanmışlardır. Bahaeddin Veled ve Mevlâna Celâleddin
başta olmak üzere Kadı Burhaneddin, Kadı Siraceddin, Sadreddin Konevî,
Şahabeddin Sühreverdi gibi bilginler ve Muhyiddin-i Arabî gibi mutasavvıflar
Konya'ya yerleşmişler, verdikleri eserlerle şehri bir kültür merkezi hâline
getirmişlerdir. "Konya'nın Altın Çağı" denilebilecek bu dönem 13.
yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir.Bilhassa Hz. Mevlâna fikir ve felsefesi ile insanlığı aydınlatmış,
Mesnevî ve Dîvân-ı Kebîr gibi eserler bırakmıştır. Yine önemli alimlerden biri
olmakla birlikte ilmî kimliği fazla öne çıkmayan Nasreddin Hoca da güldüren ve
düşündüren fıkraları ile Konya'nın kültür ve sosyal hayatının gelişmesinde
önemli bir rol oynamıştır. Selçuklular Dönemi Konya'sında kütüphaneler açılmış,
bu dönemde din, hukuk, tarih, edebiyat, felsefe, sanat, tıp ve kozmografya
alanında büyük tarihî ve kültürel atılımlar yapılmış, buna bağlı olarak kent
genelinde birçok medrese, cami, kütüphane, türbe, çeşme, kale, han, hamam,
çarşı, bedesten, köprü ve saray inşa edilmiştir.Daha sonra Karamanoğulları Beyliği'nin en büyük
şehri olarak yönetimine geçen Konya'da,
bu dönemde de ilim ve kültür alanındaki gelişmeler devam etmiş, Ulu Arif Çelebi ve oğulları Adil
ve Alim Çelebiler ile Ahmed Eflâkî ve Sarı Yakup gibi bilgin ve Mutasavvıflar
yetişmiştir. Ali Gav Zaviye ve Türbesi, Kadı Mürsel Zaviye ve Türbesi, Ebu
İshak Kazerunî Zaviyesi, Hasbey Dârü’l-Huffâzı, Meram Hasbey Mescidi, Şeyh
Osman Rûmî Türbesi, Ali Efendi Muallimhanesi, Nasuh Bey Darü’l-Huffâzı,
Turgutoğulları Türbesi, Kalenderhane Türbesi, Tursunoğlu Câmii ve Türbesi,
Burhaneddin Fakih Türbesi, Siyavuş Velî Türbesi gibi tarihî ve kültürel eserler
Karamanoğulları döneminde yapılmıştır. 1387'de Osmanlı Padişahı 1. Murad şehrin önlerine gelmiş, 1398’de
de oğlu Yıldırım Beyazıd şehre girip Karamanoğulları Beyliği'ne son vermiştir.
1402 Ankara Savaşı'ndan sonra Karamanoğulları Beyliği'nin yeniden kurulmasıyla
tekrar bu beyliğin hüküm sürdüğü Konya, Fatih Sultan Mehmet'in Karamanoğulları
Beyliği'ni ortadan kaldırdığı 1465 yılına kadar Osmanlı-Karamanoğulları
mücadelelerine sahne olmuştur.Fatih Sultan Mehmed, 1470'te Devletin Rumeli
(Sofya), Anadolu (Kütahya), Rûm (Tokat) Eyaletlerinden sonra 4. Eyalet olarak
Karaman Eyaletini, merkezi Konya şehri olmak üzere kurmuştur. 17. yüzyılda 11
sancaklı eyalet 80.000 km2 ye yakın bir büyüklüğe ulaşmış, Tanzimat Döneminde
bu eyalete Karaman yerine Konya denmeye
başlanmıştır. 1910'da 102.000 km2 büyüklüğündeki Konya Eyaleti 11 ilçeli Konya
Merkez, 7 ilçeli Niğde, 2 ilçeli Burdur, 5 ilçeli Teke (Antalya), 5 ilçeli
Hamîd (Isparta) sancaklarına ayrılmıştır. Konya, Doğu seferlerine çıkan Osmanlı
Sultanlarından Yavuz Sultan Selim, Kanunî Sultan Süleyman ve II. Murad'ın uğrak
yeri olmuştur. Osmanlı döneminde Konya'da ilim, kültür ve sanat hareketleri
kesintisiz olarak devam etmiş ve kent ünlü alimler, şairler, tarihçi ve filozofların
toplandığı merkez olmaya devam etmiştir. Bu dönemde de mimarî yönden pek çok
cami, çeşme, medrese gibi eserler inşa edilmiştir. Selimiye Câmii, Yusufağa
Kütüphanesi, Piri Mehmed Paşa Câmii, Şerafettin Câmii, Kapu Câmii, Hacı Fettah Câmii,
Nakiboğlu ve Aziziye Câmiileri, Şeyh Halili Türbesi ile Mevlâna Külliyesi
dönemin mimarî eserlerinden bazılarıdır. Osmanlının son
döneminde Tanzimat Fermanı ile Konya'da da yenileşme hareketleri başlamış, kent
genelinde medreselerin yanında birçok ilkokul (İptidaî), öğretmen okulu
(Darülmualimîn) ve ortaokul (Rüştiye) açılmıştır. İlk lise (idadi) 1889 yılında
açılmış olup yine aynı yıllarda Konya Sanat Okulu, Vali Ferid Paşa tarafından
hizmete alınmıştır. 1900 yılında Konya'daki medrese sayısı ilçeler dahil 530'a
ulaşmıştır. -Bu bilgi, Konya Valiliği'nin web sitesinde
bulunan Kültür, Turizm ve Tanıtım Sektörü Raporu'ndan 07.07.2014 tarihinde alınmıştır.
http://www.konya.gov.tr/dosyalar/kultur_turizm_ve_tanitim_raporu.pdf
Semazenler
Grub Vakti Beyşehir Göl Manzarası
Atatürk Müzesi / İnceminare Müzesi
İnce Minare Medresesi (Taş ve Ahşap Eserler Müzesi) Portalı -
Beyşehir Eşrefoğlu Camii -
Hz. Mevlana'nın Kabri -
Mevlana Müzesi -